“14. Doğu Akdeniz Aile Hekimliği Sempozyumu” Adana’da Yapıldı.
Doğu Akdeniz Aile Hekimliği Sempozyumu Adana’nın ev sahipliğinde yapıldı. 584 hekim, 57 aile sağlığı personelinin katılımıyla Hilton Otel’de gerçekleşen sempozyum, Sempozyum Başkanı Prof. Dr. Esra Saatçı’nın açılış konuşmasıyla başladı.
“Aile Hekimliğinin Geleceğini Birlikte Yaratmak” ana temasıyla gerçekleşen sempozyumun, yeni sağlık sisteminde birinci basamak ekibinin artan rolünün vurgulanması bakımından önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Saatçı, “Karmaşık görevlerdeki artış ve kaliteli hizmet talebi, birinci basamakta çalışan hekimleri tek başına uygulamadan uzaklaştırmış ve kendilerinde olmayan becerilere sahip hizmet sunucularla birlikte çalışmaya teşvik etmiştir. Adana’da gerçekleştirdiğimiz bu sempozyum, ekip ve işbirliği temalarını Aile Hekimleriyle birlikte ele almak, dünyada ve Avrupa’da aile hekimliğinin geleceğini konuşmak, bu gelişmelerin Türkiye’de Aile Hekimliği’ne etkilerini irdelemek ve sahadaki yansımalarını Aile Sağlığı Merkezleri’nde görev yapan Aile Hekimleri ile birlikte incelemek açısından oldukça önemlidir. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu. Prof. Dr. Esra Saatçı, 15. Doğu Akdeniz Aile Hekimliği Kongresi’nin de önümüzdeki yıl 26-29 Mayıs 2016 tarihinde Adana’da yapılacağını duyurdu.
Açılış konuşmalarının ardından oturumlara geçildi. Sempozyumun ilk gününde, Çağ Üniversitesi Öğretim Görevlisi Aile ve Evlilik Terapisti / Cinsel Terapist Dr. Obengül Ejder, başkanlığını Doç. Dr. Ahmet Yılmaz’ın yaptığı oturumda “Ergen, Cinsellik ve Aile Hekimi” başlıklı sunum gerçekleştirdi.
“Cinsel Kimlik Arayışındaki Ergen, Sağlıklı ve Doğru Bilgi Alabileceği Aile ve Çevre İlişkileri ile Desteklenmeli.”
Ergenlik döneminin 18’inci yüzyılda Rousseau’nun tanımladığı gibi “Yeniden Doğuş“ dönemi olarak tanımlanabileceğini belirten Dr. Obengül Ejder, ”Yaklaşık 2 yaşlarında gelişen erkeklik ya da dişilik duygusu olan cinsiyet kimliği, ergenlik deneyimleriyle belirginleşir ve cinsel yönelimini cinsel kimliğine entegre eder. Bir gencin cinsel kimlik arayışındaki bu evreleri sağlıklı geçirebilmesi için sağlıklı ve doğru bilgi alabileceği aile ve çevre ilişkileri ile desteklenmelidir.” diye konuştu.
“Cinselliğe Sadece Üreme Organlarıyla İlgili Biyolojik Bir Eylem Olarak Bakılmamalı.”
Ülkemizde cinselliğe sadece üreme organlarıyla ilgili biyolojik bir eylem olarak bakıldığından cinsel eğitimden korkulduğunu ve ergenlerin doğru zamanda doğru bilgi ile buluşmalarının gerçekleşmediğini ifade eden Dr. Ejder, “Türkiye’de her 5 kişiden biri 10-24 yaş grubunda olup, üreme sağlığına yönelik yüksek risk altında. Yetersiz ve yanlış bilgilerle cinsel deneyimi yaşamak zorunda olan ergenler, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, erken gebelikler, istemli düşükler ve bunların getireceği birçok sorunlarla karşı karşıya kalmakta. Yapılan çalışmalar ergen ve gençlerin özellikle de sağlık personelinden olmak üzere, üreme sağlığına yönelik sağlık eğitimi almak istediklerini saptamıştır.” dedi.
“Ergenler İçin Tek Doğru Bilgi Kaynağı Aile Hekimleri”
Aile ve Evlilik Terapisti / Cinsel Terapist Dr. Obengül Ejder, çocuklukla yetişkinlik arasında sıkışıp kalmış olan ergenler için, onların yaşadığı bu hızlı biopsikososyal değişimde rehberlik edecek, özel sağlık hizmeti alabilecekleri kuruluşlara ihtiyaç olduğunu dile getirdi.
Günümüzde ailesiyle iyi ilişkiler kuramayan, yeterli ve doğru bilgilenemeyen ergenler için tek doğru bilgi kaynağının Aile Hekimleri olduğuna dikkat çeken Dr. Ejder, bunun için Aile Hekimlerinin ergenle cinsellik konusunu konuşabilecekleri uygun zemini hazırlayarak, ergen ve ailesini yönlendirici rehberlik yaparak, öncü bir yaklaşım içinde olması gerektiğini söyledi.
Dr. Ejder, “Aile Hekimi, ergene güven ortamı sağlayabilmeli, açık, içten ve samimi bir şekilde iletişimi başlatabilmelidir. Her ne konuda olursa olsun yargılamadan dinlemeli, açık ve somut örneklerle doğru bilgilendirmelidir. Cinselliği konuşmak bir ergen için utanç verici bir eylem olabileceği için, Aile Hekimi rahat ve problemlere çözüm getiren bir üslupla konuşabilmeli. Erken ergenlik dönemindeki kaygılar tipik olarak beden görünümü ve fiziksel ve sosyal olarak neyin normal olduğu üzerine olduğu için, Pubertal değişiklikler hakkında daha fazla bilgilendirme yapılarak, gerek cinsellik gerekse beden görüntüsü, akne ve şişmanlık gibi konulardan şüphelerinden arındırılmalıdır.” şeklinde konuştu.