Kadına Yönelik Şiddete Son
2014 Türkiye’sinde eğer hala kadına yönelik şiddetten bahsediliyorsa, şiddeti önlemek için yeterince önlemler alınamıyorsa , şiddetin boyutu ölüme kadar gidiyorsa , sadece devletin ilgili kurumları değil, bu ülkenin bütün bireyleri bu kötü tablodan sorumludur.
Kadın cinayetleri ana haber bültenlerinde ya da gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinde sıradanlaşıyorsa, artık okumak bile istemiyorsak, şahit olmamak için gözlerimizi kapatıyor, kulaklarımızı tıkıyorsak daha çok karanlık günler var demektir önümüzde.
Kadına yönelik şiddet neden yaşanıyor?
Kadınlar erkek egemen toplumlarda daha sık şiddete maruz kalıyor. Aynı zamanda toplumun hukuksal, ekonomik, geleneksel, siyasal ve eğitimsel yapısı içinde kadın ayrımcılığa uğruyor ve erkeğe bağımlı olmak zorunda kalıyor. Erkeğin yasalardan ve ataerkil geleneklerden kaynaklanan üstün konumu, kadının erkeğe hizmet etmesi ve erkeğin alınacak kararlarda söz sahibi olmasını “doğal” gören bir bakış açısına sahip olması da maalesef şiddeti besliyor.
Kadınlara yönelik şiddet her boyutta;
- Fiziksel şiddet: Kadının eşi ya da partneri tarafından fiziksel saldırıya uğraması. Bazen basit gibi görünen bir tokat bazense acil servise başvuracak, ölümcül olacak kadar şiddetli…
- Cinsel şiddet: Kadının rızası olmadan cinsel ilişkiye zorlanması, sadece bedensel değil, duygusal da saldırıya uğraması
- Duygusal şiddet : Çoğunlukla aşağılama, bağırma, yetersiz olduğunu söyleme, hiçbir şey beceremediğini, çocuklarına bakamadığını söyleme, patolojik düzeyde kıskançlık, korkutma, batıl inançlar veya paranoya düzeyinde inanmama, yorucu ve yıldırıcı baskılar.
- Ekonomik şiddet: Eğer kadın çalışıyorsa; parasını elinden alma, ekonomik anlamda onu kullanma . Kadın çalışmıyorsa onu parasız bırakma, harcadığı her kuruşun hesabını vermeye mecbur bırakma , çalışmasını engelleme .