UMUTSUZLUK
UMUTSUZLUK
“Artık hayattan hiçbir beklentim kalmadı”
“Bu saatten sonra bir iş bulmam imkansız “
“Eşim beni hiçbir zaman sevmeyecek, bu aşağılamalarının sonu gelmeyecek biliyorum”
“Bu ülkede çocuğumun geleceğinden korkuyorum, eğitim sorun, uyuşturucu sorun, iş olanağı sorun, ötekileştirilmesinden korkuyorum ”
Bu gibi umutsuzluk ifade eden cümleleri neredeyse her gün duyuyoruz çevremizden.
Danışanlarım gelecekteki gerçek hedeflerine ulaşma olanaklarını kaybettiklerinde umutsuzluk tuzağına düşüyorlar. Bir çıkış yolu olduğuna ve yardım ile varlığında değişiklikler oluşabileceğine inandıklarında ise yeniden filizleniyor umut duyguları…
Hedefe ulaşmadaki başarısızlık yargısı umutsuzluk duygusunun temelini oluşturuyor. Ayrıca;
- Yeteneğe karşı şans: Birey amaçlarına sahip olduğu yetenekleri ile değil de şans ile ulaşabileceğine inanır. Bu nedenle de hedeflerine ulaşabilmek için amaca yönelik davranışa daha az yönelir.
- Güvene karşı güvensizlik: Başkalarına karşı hissedilen güven, umut duygusunun gelişmesinde önemli bir rol oynar. Güven duygusu olmayan insanlar başkaları ile yola çıktıkları herhangi bir olayda , eğer başarısızlık yaşarlarsa, kendilerini değil de başkalarını sorumlu tutarlar.
- Uzun döneme karşı kısa dönem: Umut, kısa veya uzun dönemde ulaşabilecek hedefleri belirler. Konulan hedefe ulaşılması için geçen süre uzadıkça kişide umutsuzluk belirmeye başlar.
DEPRESYONUN BAŞLICA BELİRTİSİ UMUTSUZLUKTUR
Umutsuzluğun yer aldığı en önemli psikiyatrik bozukluklardan birisi depresyondur. Deprese hastaların %78’den fazlası geleceğe olumsuz bakar. ( Beck, 1963 ) Umutsuzluğa eşlik eden diğer bulgular ise :
- değersizlik,
- çaresizlik,
- mutsuzluk,
- kararsızlık,
- eyleme geçememe,
- işlerini sürdürememe
- kendine güvensizlik ve suçluluk duygularıdır.
İNSAN SEVİLMEK VE DEĞER GÖRMEK İSTER
Yaşı kaç olursa olsun her insan ailesinde, okulunda, mahallesinde sevilmek ve değer görmek ister. Eğer ;
- Değerli, sevilen, istenen birey olmak yerine değersiz , istenmeyen olursa,
- Güçlü, üstün, güvenli bir ortamda olmak yerine güçsüz , ezilen ve güvensiz bir ortamda olursa,
- İyilik yapan ve seven olmak yerine saldırgan ve yıkıcı olmaya başlarsa ; kendini güçsüz ve çaresiz hisseder ki depresyon , böyle bir zeminde gelişir:
Kendine güvensizlik ve suçlama arttıkça depresif kişi çevresine bağımlı hale gelir. Daha sonraki dönemlerde umutsuzluk öylesine yoğunlaşır ki , kişi başkalarından gelecek yardıma umutsuzca sarılır. Doğru zamanda teşhis ve tedavi edilmezse depresyon derinleşir ve intihara kadar sürüklenebilir.
Gelecek hafta depresyon tedavisini paylaşacağım; görüşmek üzere…